Allah (c.c.) insanı muhatap almıştır
Bütün Peygamberler ve kitaplar insanlar için gönderilmiştir. Ancak son Peygamber - bizim Peygamberimiz Efendimiz- Hz. Muhammed (s.a.v.) ve son Kitap Kur’an-ı Kerim, hem insanlara hem de cinlere gönderilmiştir. Bu durum Kur’an’da birkaç yerde zikredilir.
İnsan mahlûkatın en şereflisi ve en yücesi olduğu bilgisi de Kur’an’ı Kerim’de beyan ediliyor.
İnsan kelimesi Kur’an-ı Kerim’de 65 kere geçiyor. İnsanın yaratılış safhalarının sayısı da toplam olarak 65 defa zikredilmiştir. İsterseniz Kur’an’ı Kerim’de zikredilen bu safhaların rakamsal dökümünü yapalım:
• Toprak: 17,
• Nutfe: 12,
• Embriyo: 6,
• Kemik: 15,
• Et: 12, defa zikredilmiştir.
Toplam 65, yani İNSAN.
İlk insan Âdem. Âdem kelimesinin ebced değeri 46’dır. Dünyada Âdem Aleyhisselamdan bu yana bütün insanlarda 23 anneden, 23’ü babadan gelen 46 kromozom vardır. Kur’an-ı Kerim, muhatap olarak aldığı insan hakkında tefekküre ve tezekküre götürücü bilgiler veriyor. İnsan etrafı, çevreyi ve evreni keşfedeceğine önce kendini keşfetmesi, tekâmülü (kemât-ı açısından) daha önemlidir. Bu, insana dünyadan daha çok faydalanmayı sağlar.
Kendini keşfedemeyen insan daima helâke yaklaşmış olur; hem de daha süratli adımlarla.
Şu husus düşündürmeli değil mi? Yüksek frekansta sesi öldürücü ve tahrip edici olduğu bilinen bir gerçek. Nitekim Semud Kavmi, gökten gelen korkunç ses dalgalarıyla helâk edildi. Günümüzde sesin bu özelliğinden faydalanılarak öldürücü ses silahları yapıldığı gibi, faydalı aletler de yapılmaktadır. Meselâ, neşter yerine yüksek ses dalgalarıyla çalışan yeni bir bıçak, artık ameliyatlarda kullanılmaya başlanmıştır. Bilhassa göz kataraktlarının alınmasında ve böbrek taşlarının kırılmasında bu metot kullanılmaktadır.
Muhterem Müslümanlar!
Dünyada her şey insan için yaratılmıştır, insanın faydasına yaratılmıştır; insanın, bütün bunlardan faydalanması ve ders alması, tefekkür etmesi, Allah’ın yüce kudretini anlaması ve tanıması için yaratılmıştır. Bu konuda da bir örnek verelim:
Gök cisimlerinin yörüngelerinden en ufak bir sapmasının bile sistemi alt-üst edecek kadar doğurabileceği hesaplanmıştır. Meselâ, dünya yörüngesinde normalden fazla veya eksik 3 milimetrelik bir sapma bakın nelere yol açabilirdi?
Dünya güneş çevresinde dönerken öyle bir yörünge çizer ki, her 18 milde doğru bir çizgiden ancak 2.8 milimetre ayrılır
Dünyanın çizdiği bu yörünge kıl payı şaşmaz. Çünkü yörüngeden 3 milimetrelik bir sapma bile büyük felâketler doğururdu. Sapma 2.8 milimetre yerine 2.5 milimetre olsaydı, yörünge çok geniş olurdu ve hepimiz donardık. Sapma 3.1 milimetre olsaydı, hepimiz kavrularak ölürdük. İnsanlara Allah’ın lütuflarını düşünelim…