Varlığımızın sebebi İslâm’dır
Türk milletinin ulu mevkilere, yüceliklere ulaşması İslâm ile mümkün olmuştur. İslâm’a milletimiz sarılmamış olsaydı bugün Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. Toparlanma ve yücelme İslâm ile olmuştur.
Yakın tarihimize bakarsak bu gerçeği görürüz:
23 Nisan 1920’de TBMM İslâmî bir niyet ve heyecan içinde açıldı. Millî mücadele İslâmî bir hamle ile yapıldı. İlk meclisi açanların resimlerine bakın; bunların içinde yetmişin üzerinde sarıklı ulema, meşayih milletvekilinin bulunduğunu göreceksiniz.
İlk meclisin açılışı Cuma gününe rast getirildi. Milletvekilleri topluca Cuma namazını Hacı Bayram Camii’nde kıldılar. Namazı müteakiben topluca tekbir ve tehlil okuyarak TBMM’ye gittiler. O gün Meclis’in önünde kurbanlar kesildi. Açıktan topluca dualar okunup âminlerle oralar inledi. Meclis Başkanlığı kürsüsünün üzerinde Kur’ân-ı Azim’in danışma/şûra ayeti asılı idi.
Bundan dolayı bugün yeryüzü coğrafyasında var olmamızın sebebi İslâm’dır. Küçük Asya’da ve Avrupa kıtasının bir bölümünde Türkiye’mizin ve devletimizin varlığı İslâm’la olmuştur. Müslüman olmasaydık bu devletimiz olmayacaktı.
Bir kısım nadanların İslâm’a olan düşmanlıkları tamamen cehaletten/çapsızlıklarından kaynaklanmaktadır. Bunlar akledebilseler yedikleri sofraya tan ederler miydi hiç? Bilgi düzeyleri düşük, anlama kabiliyetleri zayıf bu tür insanlara ancak acıyoruz, hidayetleri için de dua ediyoruz. Yazmalarımız, konuşmalarımız, bütün gayretlerimiz onlara seviye kazandırmaya matuftur. İşgal ettikleri makamlar ve mekânlar onların düzeyli olduklarını göstermiyor.
İslâm bizim her şeyimiz olmuştur.
* Malazgirt savaşını kazandıran bu ruhtur.
* Anadolu’nun ve Rumeli’nin kazanımı bu ruh ile mümkün olmuştur.
* İstanbul’u kazandıran bu ruhtur.
* Viyana’yı iki defa kuşattıran bu ruhun verdiği enerjidir.
* Çanakkale müdafaası neticesinde kazandıran bu ruhtur.
* Preveze deniz zaferi bu ruh ile kazanılmıştır.
* Sakarya Meydan Muharebesi bu ruhun kazanımıdır.
* 1922’nin 9 Eylül’ünde İzmir’in Yunanlılardan geri alınması Müslüman olmamız/İslâm ruhuyla mecz olmamızla mümkün olmuştur.
Madem öyle, “Bugün niye bu durumdayız?” denilebilir.
O takdirde biz de deriz ki:
- Uzun müddetten beri ülkemizde İslâm devre dışı bırakıldı. Samimi inançlı kimseler de irtica safsatalarıyla diskalifiye edildi. Dikkat edilirse İslâm’ın bu memlekette hakkıyla anlaşıldığı asırlarda büyük medeniyetler kuruldu, huzur/barış ve saadetli günler yaşandı.
Ülkemizde bugün hâkim olan ideoloji Sabataycılıktır. Sabataistler kendilerine benzettikleri “benzetilmiş” müttefikleriyle ülkemizde en güçlü lobiyi oluşturmuşlardır. Bu memleketi batma noktasına getiren bu lobidir.
Din-yönetim çekişmesini oluşturan da bu lobidir. Bunların etkisiyle yönetimler samimi Müslümanlarla cedelleşe cedelleşe Türkiye’yi bugünkü hale getirdiler.
Her şey aslına döner. Bu değişmez bir kuraldır. Milletimizin de aslı İslâm’dır. İnanıyorum ki, çok yakında O’nu kaybettiği yerden tutarak tekrar yücelecektir...