yoladevam2016

Sünneti dikkate almak zorundayız

Kelime-i Şehadet iki bölümden müteşekkildir. Birinci bölümde Allah (C.C.) tasdik edilir. İkinci bölümde Hz. Muhammed (S.A.V.) tasdik edilir. Hz. Muhammed’in tasdik edilmediği iman yoktur.

Enbiya Suresi’nin 107’inci ayeti Peygamber Efendimiz hakkındadır. Mealen buyrulur ki: “(Muhammed) âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir.”

Bakara Suresi’nin 285’inci; aynı surenin 253’üncü ayeti ve biraz önce mealini aktardığım Enbiya Suresi’nin 107’inci ayeti Peygamberlerle ilgilidir.

Bu üç ayetten çıkan sonuç da şudur: Peygamberler arasında tefrik (ayırım) yok, tafdil (üstün tutmak) vardır. Bu bakımdan Peygamberlerden ululazım olanları vardır. Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz, bütün insanlığın olduğu gibi peygamberlerin de en üstünüdür. Âlemlere Peygamber olarak gönderilmiştir.

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin söz, fiil ve davranışları tamamen tespit edilmiştir. Bu tespit edilmekle, insanlığın peygambersiz geçen günlerini peygamberli kılmanın zemini hazırlanmıştır. Bu zemin öyle sağlamdır ki, İslâm dünyasında Peygamber Efendimizin hakkında siyer, megazi, şemâil, delâil ve hadis kitapları yazılmıştır. Amaç peygambersiz geçen günlerin peygamberli yaşanmasını sağlamak. Kütüb-i Sitte müellifleri, bunları şerh edenler ve terceme edenlerin de amaçları aynıdır. Eli kalem tutanlar bunları yapmışlardır.

Eli kalem tutan sanatkârlar da Efendimizi yaşatmanın bir başka örneğini vermişlerdir, hattatlar, Hilye-i Saadet levhalarını yapmışlardır. Amaç aynı; her eve bir Peygamber portresi kazandırmaktır. Nitekim öyle de olmuştur. Tezhipçiler bu işin güzelliğine güzellik katmışlardır.

Zat-ı risaleti öven naat-ı şeriflerin şairleri Peygamber Efendimizin özelliklerini ve güzelliklerini dile getirmişlerdir.

Bu naatları okuyan, makamlar geliştiren musikişinaslar Rasûlüllah Efendimizi yaşatmak gayesinin ve gayretinin bir başka örneğini vermişlerdir.

Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif ve Emanet-i Mukaddese’yi ziyaret etmek ve ettirmeye ait merasimler Peygamber duygusunu canlı tutan, dinç tutan vesilelerdir.

Süleyman Çelebi Vesiletün-Necatı’nda Fahr-i Kâinat, Zübde-i Kâinat ifadelerini kullanmıştır. Birincisi, bütün âlemlerin övücüsü; ikincisi, bütün varlıkların özü demektir. Bunlar ne güzel seçilmiş deyimlerdir. Ümmet-i Muhammed’in özelliği budur işte...

Muhterem Müslümanlar!

Allah (C.C.) peygamberlerini örnek olsunlar diye göndermiştir. Peygamberimizin davranışları, bütün insanların derece derece yücelmesine rehberlik etmektedir. Fahr-i Kâinat Efendimizin bir davranışı sünnet olunca o davranış Müslümanları bağlar. Sünneti yaşamak İslâm’ı yaşamaktır. Sünneti basite alanlar helâke giderler.


 
Bugün 3 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol